Esad ailesinin yağmaladığı servetleri geri kazanmak: Zorlu bir mücadele

Esad ailesi ve rejim sembolleri, yaklaşık yarım asır boyunca Suriye halkının cebinden çıkan kaynakları sistematik olarak yağmaladı. Halk yoksulluk içinde yaşam mücadelesi verirken, rejim elitleri büyük servetler biriktirdi. Beşşar Esad ve çevresi, özellikle uyuşturucu ticaretinden, özellikle captagon isimli uyuşturucunun üretim ve kaçakçılığından büyük kazançlar elde etti. Bu ticaret, kardeşi Mahir Esad ve bazı yakın akrabalarının liderlik ettiği bir ağ tarafından yönetildi ve Ürdün, Türkiye, Irak ve Körfez ülkelerine sevk edildi.

Halk ise temel ihtiyaçlara ulaşmakta zorlanıyordu. Suriye halkı, Beşşar Esad’ın iktidara geldiği 2000 yılından bu yana, ekmek, mutfak tüpü, benzin ve mazot gibi en temel ihtiyaçlara erişimde büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. Buna karşılık Esad ve çevresi, yolsuzluk, kara para aklama, devlet varlıklarının satışı ve dış yardımlardan elde edilen gelirleri kullanarak servetlerini artırmaya devam etti.

REKLAM

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2022 yılında hazırladığı bir rapora göre, Beşşar Esad’ın kişisel serveti yaklaşık 2 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Ancak bazı kaynaklar bu rakamın çok daha fazla olduğunu ve servetin bir kısmının Rusya gibi müttefik ülkelere kaçırıldığını ifade ediyor.

Esma Esad’ın Ekonomik Kontrolü

Beşşar Esad’ın eşi Esma Esad, yaklaşık 25 yıldır Suriye’nin ekonomik ve mali sistemini yöneten en etkili isimlerden biri olarak öne çıkıyor. 2001 yılında kurduğu “Suriye Kalkınma Vakfı” aracılığıyla büyük bir mali güç elde ettiği biliniyor. Esma Esad’ın ekonomik kriz yönetiminde etkili olduğu, devlet yardımları ve sübvansiyonların tahsisini kontrol ettiği, aynı zamanda gıda ve yakıt politikalarının belirlenmesinde de büyük rol oynadığı belirtiliyor. Bu süreçlerden milyonlarca dolar kazandığı ifade ediliyor.

Aile İçi Servet ve Yolsuzluk Ağı

Beşşar Esad’ın kardeşi Mahir Esad, 4. Zırhlı Tümen’in lideri olarak inşaat, enerji, turizm ve bilgi teknolojisi gibi stratejik sektörlerde yatırımları bulunan bir ağa liderlik etti. Mahir Esad’ın bu sektörlerdeki yatırımlarını yasadışı finansal faaliyetlerle desteklediği ve büyük gelir elde ettiği ifade ediliyor.

REKLAM

Diğer yandan, Beşşar Esad’ın kuzeni Rami Mahluf, rejimin en zengin iş adamlarından biri olarak biliniyor. Uzun yıllar Suriye ekonomisinin büyük bir kısmını kontrol eden Mahluf’un, rejimle bağlantılı büyük ticari anlaşmalarda kilit rol oynadığı belirtiliyor. Rami Mahluf’un servetinin 16 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Mahluf, rejim düştükten kısa bir süre önce, orduya destek olmak için 50 milyar Suriye lirası (yaklaşık 1.5 milyon dolar) bağış yaptığını açıklamıştı.

Ayrıca, Esma Esad’ın kuzeni Mühennd Debbağ ve kardeşi Firas Ahras gibi isimlerin de devlet destekli projelerden ve ekonomik fırsatlardan büyük kazançlar sağladığı ifade ediliyor. Örneğin, devlet tarafından sübvanse edilen gıda ürünlerinin dağıtımını kontrol eden “akıllı kart” programı gibi projelerde etkin rol oynadılar.

Yurt Dışına Kaçırılan Servet

Suriye’deki savaşın zirveye ulaştığı dönemde, halk açlık sınırında yaşarken ve pek çok çocuk gıda eksikliği nedeniyle hayatını kaybederken, Esad ailesi milyonlarca doları yurt dışındaki banka hesaplarına, Avrupa’daki gayrimenkullere ve offshore hesaplara transfer etti. Özellikle Bahamalar ve diğer vergi cennetleri, Esad ailesinin servetini saklamak için kullandığı yerler arasında yer alıyor.

Suriye lirasının 2011’den bu yana %150 değer kaybettiği bir dönemde, bir kamu çalışanının ortalama maaşı yaklaşık 150 bin Suriye lirasına, yani karaborsa döviz kuru üzerinden 10 dolardan daha azına denk geliyor. Buna karşılık Beşşar Esad ve çevresi, ülkenin kaynaklarını kullanarak büyük servetler elde etmeye devam etti.

REKLAM

Esad Rejiminin Çöküşünün Ardından

Suriye rejiminin yıkılmasıyla birlikte, Esad ailesinin ve çevresinin sahip olduğu servetlerin geri kazanılması, Suriye halkının ekonomik geleceği için büyük bir önem taşıyor. Ancak bu servetlerin bir kısmı yıllardır yurtdışındaki varlıklar ve yatırımlarla gizlendiği için, bu mücadele oldukça zorlu geçeceğe benziyor.

Halkın yoksulluk içinde hayatta kalma mücadelesi verdiği bir dönemde, Esad ailesi ve onların kontrolündeki çevrelerin yağmaladığı bu kaynaklar, ülkenin yeniden inşası için büyük bir potansiyel oluşturuyor. Ancak bu servetlerin geri kazanılması ve adaletin sağlanması, uluslararası iş birliği ve yoğun bir çaba gerektiriyor.

Esma Esad İngiltere’de Hoş Karşılanmıyor

Bir dönem Suriye’nin modernleşmesinin yüzü olarak görülen Esma Esad, eşi Beşşar Esad’ın otoriter yönetimine olan desteği nedeniyle bu imajını kaybetti. Hayatının yarısını İngiltere’de geçiren ve İngiliz vatandaşlığı bulunan Esma Esad, artık kendi ülkesi tarafından hoş karşılanmıyor. Diplomatik kaynaklara göre, Esma Esad şu anda ailesiyle birlikte Moskova’da bulunuyor. Kremlin, Esad ailesinin Rusya’daki varlığını doğrulamasa da, çiftin Rusya’ya sığındığı belirtiliyor.

REKLAM

Bu zorunlu sürgün, Esma Esad’ın bir dönem rejim için önemli bir figürken bugün rejimin yükümlülüklerini taşıyan biri olarak itibar kaybını simgeliyor. Esma Esad, 2000 yılında Beşşar Esad ile evlendi ve çiftin üç çocuğu bulunuyor. Çocuklarından biri kısa süre önce Moskova’da matematik alanında üniversite diploması aldı.

İngiltere’den Kesin Tavır

2012 yılında uygulanan Avrupa Birliği yaptırımları kapsamında Esma Esad’ın mal varlıkları donduruldu. İngiltere, Avrupa Birliği’nden ayrılmış olmasına rağmen bu yaptırımları sürdürdü. Diplomatik kaynaklara göre, İngiltere Dışişleri Bakanı, parlamentoda yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Esma Esad yaptırımlar altında ve İngiltere’ye hoş karşılanmıyor. Esad ailesinin hiçbir üyesinin İngiltere’de yaşamasına izin vermemek için elimden geleni yapacağım.”

Yetkililer, Esma Esad’ın İngiltere’ye giriş talebinde bulunmadığını belirtti. Ancak uzmanlar, İngiltere’nin daha önce terör örgütleriyle bağlantılı kişilerin vatandaşlıklarını iptal ettiğine dikkat çekerek, benzer bir durumun Esma Esad için de yaşanabileceğini ifade etti.

Londra’dan Moskova’ya

REKLAM

1975 yılında Londra’da doğan Esma Esad, Suriyeli bir kardiyolog olan Fawaz Ahras ve emekli bir diplomat olan Sahr Atri’nin kızıdır. Çocukluk yıllarında Londra’nın Acton bölgesinde yaşayan Esma, yerel bir ilkokulda eğitim görmüş ve o dönemde “Emma” adını kullanmıştır. Daha sonra prestijli King’s College’da bilgisayar bilimi ve Fransız edebiyatı eğitimi almış, mezuniyetinin ardından finans sektörüne girerek Deutsche Bank ve JP Morgan gibi şirketlerde çalışmıştır. 1990’ların sonunda Beşşar Esad ile tanışarak 2000 yılında evlenmiştir.

Evliliğinin ardından Esma Esad, Batı’da modern ve zarif bir “Suriye’nin yeni yüzü” olarak lanse edilmiştir. Batılı medya organları tarafından “Çölün Gülü” olarak adlandırılmış ve ünlü isimleri Şam’da ağırlamıştır. Ancak 2011’de başlayan protestolar ve bu protestolara yönelik sert baskılar, Esma Esad’ın bu imajını hızla değiştirmiştir. Batı basını tarafından, kocasına verdiği destek nedeniyle “Suriye’nin Marie Antoinette’i” olarak eleştirilmiştir.

“Savaştan Faydalanan Figür”

Batı medyasında Esma Esad’ın lüks kıyafet ve ayakkabılara olan düşkünlüğü sıkça eleştirilmiştir. Ayrıca, eşiyle birlikte Suriye ekonomisinin önemli bir bölümünü kontrol ettiği ve hayırseverlik projelerini dış fonları kişisel kazanç için kullanmak amacıyla istismar ettiği iddia edilmiştir. 2020 yılında Esma Esad’a ve ailesine ABD tarafından yaptırımlar uygulanmış, kendisi “Suriye’deki savaştan en çok faydalanan kişilerden biri” olarak tanımlanmıştır.

Esma Esad’ın bu düşüşü, hem kişisel itibarına hem de rejimin uluslararası alandaki konumuna ağır bir darbe olarak görülmektedir. İngiltere’nin kararlı duruşu, Esad ailesinin Batı’daki varlıklarını ve siyasi manevra alanını önemli ölçüde daraltmaktadır.



Haber Kaynak : HABERTURK.COM

"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."